İstanbul’un Beyoğlu ilçesindeki İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım’da düzenlenen bombalı terör hücumunda, ailesiyle birlikte gezintiye çıkan Yusuf Meydan ile kızı Ecrin hayatını yitirdi. Eşini ve kızını kaybeden Mevlüdiye Meydan, kayınbiraderinin nişanı öncesi ailece gezmeye çıktıklarını belirterek, “Önce Nişantaşı’na gittik. Ecrin, oradaki bir parkta kedilerle oynadı. Çocuklar acıkınca bir hamburgerciye gittik. Yusuf, kumpir yemek istediğini söyledi. Yürüme uzaklığındaki kumpircilere baktık. Herkes birbirine yakındı ve yürüyorduk. Ben de mağazaların vitrinlerine bakıyordum” dedi.
‘BİR ADIM BİLE ATAMAMIŞLARDI’
Patlamanın tesirini sırtında hissettiğini ve birinci anda olayı anlayamadığını anlatan Meydan, “Çok küçük bir şuur kaybı yaşadım. O sırada insanların kaçıştığını, beni mağazanın içine almak için çekiştirdiklerini gördüm. Eltim, çocukların elini tutmuş; bağırıyordu. Onu görünce aklıma Ecrin geldi. O an Yusuf ile Ecrin’in yerde yattığını gördüm, bir adım bile atamamışlardı. Yusuf’un nabzını denetim ettim, yaşamıyordu. Ecrin, nefes alıyordu. İki parmağını yalnızca bir deri kesimi tutuyordu. Tampon yapmaya çalışırken, ambulansı aradım. İkisi de gitti” diyerek gözyaşı döktü.
Pençe- Kılıç Harekatı’nın, içine bir nebze de olsa su serptiğini lisana getiren Meydan, “Kızımın ve eşimin kanı yerde kalmasın zira ikisi o sokaktaki en masum kişilerdi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bana kelam vermişti. Bana, ‘İntikamı alınacak. Sen yalnızca dik dur’ demişti. Ona çok teşekkür ediyorum. Terörün her türlüsüne lanet olsun. Hiçbir dava, temiz bir çocuğun kanı kadar pahalı değil” diye konuştu.
Yusuf Meydan’ın olay anında yanında bulunan ağabeyi Yasin Meydan ise “Her şeyimiz birlikteydi. Terör denen illet, onu benden aldı. Ne Ecrin’ler ne Yusuf’lar ölmesin artık. Kanları yerde kalmadı, kalmayacak” dedi.